• Çocuktaki benlik ve özgüven değerini oluşturmak.
• Sevgi, anlayış ve güven duygularını yerleştirmek.
• Başkalarının kişiliklerine ve değer yargılarına saygı göstermek.
Her çocuk kendine özgü davranış kalıpları oluşturur. Her çocuk kendi huy, karakter ve kişilik yapısıyla dünyaya gelir. Çocuklarımız bizim kopyalarımız değildir. Onların bağımsız bireyler olarak yetişmeleri amacıyla bu yönde desteklenmeleri önemlidir.
Unutulmaması gereken en önemli kural, çocuk eğitiminde kararlı, destekleyici, yönlendirici ebeveynler olurken, duruma göre esnek davranmak gerektiğinin bilincinde olmaktır.
Hemen hemen hepimizin uyguladığı davranışlara baktığımızda bir bölümünün doğru, bir bölümünün yanlış tutumlar olabildiğini görmek mümkün.

Disiplinde doğrular

• Çocuklar, bir ayna gibi her şeyi yansıtırlar, ne görmek istiyorsanız öyle davranmalısınız. Çocuğa yalan söylememesini anlatırken siz de yalan söylemeyin. Telefonu açan çocuğunuza kendiniz için evde olmadığınızı söyletirken bunun da bir yalan olduğunu unutmayın.

• Kendi deneyimlerini kazanmasına fırsat tanıyın. Hatalar yapmasına izin verin. Çocuk doğruları böyle bulacaktır. Yanlışlar yaptığında sonuçlarıyla yüzleşmesini sağlayın. Davranışlarının neye yol açtığını görmeyen çocuk ısrarla aynı yanlışı yapmaya devam edecektir.

• Yapmasını istediğiniz bir davranış için rüşvet vermeyin ya da tehdit etmeyin. Yemek yeme konusunda sorun çıkaran çocuğunuza ‘Yemeğini yersen sana çikolata vereceğim’ türü ifadeler kullanmayın.

• Çocuğunuza önem verdiğinizi her fırsatta hissettirin. Değer verildiğini bilmek, çocuğun kendisini güvende ve mutlu hissetmesini sağlar. Bunu ifade etmenin bin bir yolu vardır. Mutlaka bir gerekçeye ihtiyaç duymayın. Sizin için ne kadar önemli olduğunu, onu ne kadar sevdiğinizi duymak her çocuğun istediği bir şeydir. Çocuklar çok sevildikleri için değil, tutarsız ilgi ve sevgiden dolayı sorun yaşatırlar.

• Övgü ve sevgi cümlelerini sıklıkla kullanmaktan ve çocuğunuza sarılıp, onu kucaklamaktan çekinmeyin. Sevginizle öğretemeyeceğiniz hiçbir şey yoktur. Bunun için herhangi bir gerekçeye de ihtiyacınız yoktur. Sadece sizin çocuğunuz olduğu için, sadece kendisi olduğu için, onun gibi bir çocuğa sahip olduğunuz için ne kadar mutlu ve şanslı olduğunuzu söyleyebilir, ona sarılabilirsiniz.

• Çocukla ilgili her kararı, anne ve baba olarak ortak alın. Çocuğa karşı aynı kararlı ve tutarlı davranışı sergileyin. Olumlu ya da olumsuz bir davranışta ebeveynlerden birinin gösterdiği tavrı diğeri de desteklemeli. Bir tarafın ‘Olmaz’ dediğine, diğer taraf ‘Bir kere de böyle olsun, bir şey olmaz’ dememeli. Hele hele bunu çocuğun yanında asla dile getirmemeli.

• Olumsuz davranışlar karşısında yaşadığınız duygu durumunu açıkça ifade etmekten çekinmeyin. Kızgınsanız,   üzgünseniz, hayal kırıklığı yaşıyorsanız bunu dile getirin. ’Şu an çok kızgınım’, ‘ Bu davranışın beni çok üzdü’ gibi.

• Komutlar ya da emirler vermek yerine beklentilerinizi ifade edin. Örneğin; ‘Bu şekilde bağırmak ya da ağlamak yerine benimle konuşmanı tercih ederim’ ya da ‘Hemen odanı topla’ yerine, ’Bu odayı derli toplu görmek istiyorum’ diyebilirsiniz.

• Küçük yaş çocukları ve ergenlik dönemindeki gençler, öfke nöbetleri yaşayabilirler. Böyle anlarda onunla tartışmak, bağırmak, azarlamak sorunu çözmez. Bir süreliğine olayı soğumaya bırakıp ortalık sakinledikten sonra konuşmayı deneyin. Böyle durumlarda, susmak çözümün ta kendisidir.

• Çocuklar bazen uygulamaya çalıştığınız disipline ve konulan kurallara karşı itaatsiz davranabilirler ve size saygısızca karşılık verebilirler. Böyle durumlarda, olumsuz davranışlarının arkasındaki sebepleri araştırmalısınız.

• Çocuğun size karşı geliştirdiği olumsuz tavra aynı biçimde yanıt vermek, kurmaya çalıştığınız dengeyi sarsacaktır. Bunun yerine, çocuğu yargılamadan ya da bazı yaptırımlarda bulunmadan önce, onu ve isteklerini net olarak anladığınızdan emin olun. ‘Benimle bu şekilde konuşman ve tartışman kararımı değiştirmeyecek. Tavrını değiştirmediğin sürece bu sorunu çözemeyeceğiz gibi görünüyor. ‘Tekrar düşün istersen’ şeklinde bir konuşma sizin kararlılığınızı ve saygısız tavırlara izin vermeyeceğinizi net olarak ortaya koyar.

Disiplinde yanlışlar

• Sevginizi ve desteğinizi bir koşula bağlamak. ’Başarılı olursan, yemeğini yersen, beni üzmezsen seni daha çok seviyorum’ şeklindeki koşula bağlı mesajlar vermek. Oysa çocuk kayıtsız şartsız sevildiğini bilmek ister.

• Çocuklarınızı başka çocuklarla kıyaslamak, başkalarını örnek göstermek. Bu tür bir davranış çocuğa beğenilmediğini ve ondan daha iyi birileri olduğu mesajını verir.

• Abartılı beklentiler içinde olmak, mükemmeliyetçi anne baba tutumları. Çocukların yaşından ve gelişiminden daha yüksek beklentiler onların kendilerine olan güvenlerini sarsar.

• Onun adına düşünmek ya da karar almak, onun düşünmesini ve karar almasını engellemek. Yapması gereken işleri onun adına siz planlıyorsanız, ne zaman derslerini yapacağı, ödevlerini ne zaman bitireceği, odasını nasıl toplayacağı gibi işleri onun adına siz düşünüyorsanız, çocuğunuz asla sorumluluk duygusu kazanamaz.

• Olumsuz davranışlar karşısında aşırı tepki göstermek ve abartılı cezalar vermek, çocuğu sindirmek ve korkutmaktan başka bir işe yaramaz.

• Küçük yaş çocukları ve ergenlik dönemindeki gençler, öfke nöbetleri yaşayabilirler. Böyle anlarda onunla tartışmak, bağırmak, azarlamak sorunu daha çok büyütür. Çocuklarla bu tip çatışmalara girilmemelidir. Bir süreliğine olayı soğumaya bırakıp ortalık sakinledikten sonra konuşmayı deneyin.

• Sürekli komutlar ya da emirler vermek. Bağırıp çağırarak iletişim kuramazsınız. Otorite kurmak, disiplin uygulamak yüksek ses veya gereksiz çatışmalara girmek demek değildir.

• Çocuğun ihtiyaçlarını ve duygularını görmezden gelmek, duyarsız davranmak. Bu tarz bir yaklaşım çocuğu sizden uzaklaştırır. Aranızdaki iletişin yollarını kapatır.

• Kuralsız ve tutarsız ebeveyn tutumları. Bir gün evet, dediğinize bir başka gün hayır diyorsanız çocuğunuz bir düre sonra sizden gelen uyarıları ciddiye almayacaktır. Oysa çocukların sınırlarını bilmeye ihtiyaçları vardır.

• Çocukların en çok gereksinim duyduğu şey sevgidir. Kayıtsız şartsız sevgiye ihtiyaç duyan çocuklar, sevgi konusunda tehdit edilmemelidir. Sevginizden şüphe duyacağı davranışlar sergilemeyin. Aksi halde asla sağlıklı bir aile ebeveyn-çocuk ilişkisi geliştiremezsiniz.

              Disiplin, aile kurallarıyla birlikte uygulandığında kalıcı bir etki bırakır. Sağlıklı ve tutarlı bir aile ortamında çok katı kurallara gerek kalmadan, net sınırlar çizilebilir ve çocuklar da tüm aileyi bağlayan kurallara hem saygı hem de uyum gösterirler. Bütün mesele disiplin uygulamak isteyen ailenin kendi içinde bir disipline ve tutarlılığa sahip olmasıdır.


Serap Duygulu